EditördenEDİTÖRDEN

19 MAYIS 1919’DAN, 19 MAYIS 2020’YE MİLLİ MÜCADELE’DE 101’NCÜ YIL

Yazan Dr. Cengiz Tatar
19 Mayıs 1919 Atatürk Samsun, İstiklal Harbi Milli Mücadele Gençliği

Okunma
6912 kez
Mustafa Kemal ATATÜRK, 13 Mayıs 1918’den 16 Mayıs 1919’a kadar 6 ay İstanbul’da kalmış ve Anadolu’daki milli direnişin ön hazırlığını yapmıştır.

Bu süreç, Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu‘da yapacağı Milli Mücadele’nin biçimlendiği ve nitelik kazandığı, zorluklarla, tehlikelerle, acılarla, hüzünle ve hazırlıklılarla geçen ve Milli Mücadele‘nin alt yapısının planlandığı süreçtir. Bu dönem, ATATÜRK’ün Osmanlı Devleti’nin ve Türk vatanın geleceği için bir vatansever olarak çareler aradığı, ulusal egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız ve bağımsız yeni bir Türk devleti kurmanın gerekli olduğuna inandığı dönemdir. Anadolu’nun içlerine doğru hızla ilerleyerek, “Geldikleri Gibi Giderler” bir gün bütün gemileri geldikleri gibi göndermek ve Milli Mücadele için Türk halkı ile bütünleşmek amacıyla Samsun’a çıkma kararı verdiği dönemdir.

Tarihin yeniden yazıldığı Samsun’a, Mustafa Kemal ATATÜRK ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik etmiştir.Heyet; III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet BELE, Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Kâzım DİRİK, Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî ÖNGÖREN, Kurmay Başkan Yardımcısı Kurmay Yarbay Mehmet Ârif AYICI, Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsi Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev GEREDE, Müfettişlik Topçu Komutanı Binbaşı Refik SAYDAM, Binbaşı Kemal DOĞAN Müfettişlik Topçu Kumandanı, Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad AbbasGÜRER, Kurmay Yüzbaşı Mümtaz TÜNAY,Kurmay Yüzbaşı İsmail Hakkı EDE, Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket ÖNDERSEV, Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi SÜSOY, Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet GERÇEKÇI, İaşe Subayı Üsteğmen AbdullahKUNT, Üsteğmen Hayati, Kurmay Başkanı Emir Subayı, Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer KILIÇ, 1’nci Sınıf Şifre Kâtip Fâik AYBARS, Şifre Kâtibi Yardımcısı, 4’ncü Sınıf Kâtip Memduh ATASEV’den teşkil etmiştir. 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” vapuru Galata rıhtımından ayrılmış, 17 Mayıs 1919 Cumartesi günü saat 21.40’de İnebolu’ya, 18 Mayıs 1919 Pazar günü saat 12.00’de Sinop limanına ulaşmış, 19 Mayıs 1919 Pazartesi günüsabah 08.15’de Samsun-Tütün İskelesi’nde yolculuğu tamamlamış ve Milli Mücadelenin fiili ateşi yakılmıştır.

19 Mayıs 1919;Emperyalist devletlerin işgalindeki vatan topraklarının kurtarıldığı ve Millet Egemenliğine dayalı Tam Bağımsız, Modern, Uygar ve Çağdaş bir ülke kurulduğu gündür. Milli Mücadele ruhu ile Samsun’a çıktığı, milletimizin kaderini değiştirdiği ve yolumuzu aydınlattığı tarihi bir gündür. Yenilmiş, zedelenmiş, yorgun, bitkin ve fakir düşmüş bir halkın vatanını sahiplenerek, geleceğini yeniden kurmaya giriştiği, bağımsızlık, özgürlük ve aydınlık geleceğe yönelik umutlarının inanca dönüştüğü, kurtuluş ateşinin yakıldığı, ulusal egemenliğin ve bağımsızlığın başlangıç günüdür. Türk Ulusunun uyandığı, emperyalizme başkaldırdığı ATATÜRK’ün “Ya istiklal, ya ölüm” diyerek ulus egemenliğine dayanan tam bağımsız bir devlet kurma kararının yaşama geçirildiği gündür. Türk Bağımsızlık Savaşı’nın örgütlenme sürecinin ve Samsun’a çıkış Milli Mücadele Hareketi’nin başlangıç günüdür.

19 Mayıs 1919; atalarımızın uğrunda binlerce şehit vererek yurt yaptıkları toprakların yeniden kazanılmasının yolunu açan Milli Mücadelenin başlangıcıdır. ATATÜRK’ün ulusal egemenliğe dayanan, bağımsız yeni Türk Devleti’ni kurma ülküsünü yaşama geçirmek amacıyla Samsun’a çıkışı, şanlı tarihimizde önemli bir dönüm noktası, aydınlığa uzanan süreçte atılmış çok yönlü ve kararlı bir adımıdır. Milli Mücadele; 1’nci Dünya Savaşı sonunda düşman işgaline karşı Atatürk’ün tam bağımsız devlet gerçekleşmek maksadıyla Samsun’a çıkması ile başlatılan, işgalcilerin ve iş birlikçilerinin yenilgisi sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve Lozan Antlaşması ile sonuçlanan süreçtir.

Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, Nutuk’ta; “1919 yılı Mayıs’ının 19’ncu günü Samsun’a çıktım.” diyerek Milli Mücadeleyi anlatmaya başlamıştır. “Genel durum ve manzara ise Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes antlaşması imzalamış, millet yorgun ve fakir bir hale düşürülmüştür. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve yalnız tahtını emniyete alabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler aramaktadır. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız Padişahın iradesine tabi ve onunla beraber şahıslarını koruyabilecek herhangi bir duruma razı, ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmıştır. İtilaf Devletleri donanmaları ve askerleri İstanbul’da, Adana vilayeti Fransızlar, Urfa, Maraş, Gaziantep İngilizler, Antalya ve Konya’da İtalya, Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri tarafından işgal edilmiştir. Nihayet başlangıç kabul ettiğimiz tarihten dört gün önce 15 Mayıs 1919’da Yunan ordusu İzmir’i işgal etmiştir. Memleketin her tarafından Hıristiyan azınlıklar gizli, açık milli emel ve maksatlarını gerçekleştirmeğe, devletin bir an evvel çökmesine çalışıyorlardı. Osmanlı ülkeleri bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk’ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan tam bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak. İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’a Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur”.

ATATÜRK’ün Samsun’a çıkış amacını; düşmanı yurttan atmak, ordunun terhisini ve silahların toplanmasını engellemek, ulusal güçleri birleştirerek milli bir teşkilat kurmak, girişeceği mücadeleyi millete mal etmek ve Milli egemenliğe dayalı, kayıtsız şartsız bağımsız, yeni ve modern bir Türk Devleti kurmak oluşturmuştur.

Türk halkını; “Türk milleti esir yaşamaktansa mahvolsun daha iyidir. Ya İstiklal ya Ölüm” parolasıyla ayağa kaldırmayı başarmıştır. ATATÜRK’ün önderliğinde Türk Milleti, emperyalizmi; üstelik yerli ve yabancı işbirlikçileriyle birlikte bütün olumsuzluklara rağmen yenmeyi başarabilmiştir. Bu mücadelenin kazanılmasında esas olan ise Millî Mücadele ruhudur. O ruh bizim bugün de sahip olmaya ihtiyaç duyduğumuz kimliğimizdir. Bu ruh aynı amaç uğrunda aynı hedefte birleşmenin adıdır, var oluş şartımızdır. Milli Mücadele ruhundan yoksun kalmak ise tehlikelere ve tehditlere maruz bir coğrafyada yaşayan ulusumuz için asıl tehlike teşkil etmektedir. “ Efendiler bu durum karşısında tek bir karar vardır. O da millet egemenliğine dayanan tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmaktır”. O, “Ben, Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hararet ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu âdeta gözlerimle görüyordum.” Ulusumuzun üzerine doğan bu güneş ile Millet Egemenliğe dayalı Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Bu devlet, 19 Mayıs 1919 ruhunun eseridir. O ruhun özü milli birlik ve baş mimarı ise Mustafa Kemal ATATÜRK’tür.

9’ncu Ordu Müfettişi olarak yola çıkıp 19 Mayıs sabahı Samsun’a ulaştığında bahtı kara Anadolu’da yeni bir umut güneşi doğmuştur. Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildir. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri ve Pontusçular sokaklarda kol gezmektedir. Halk kendisini koruyamayacak durumdadır. Samsun’a çıkış yolculuğu Türk Milleti için bir dönüm noktası olmuş ve kurtuluşun başlangıcını teşkil etmiştir. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etmiştir. Atatürk “Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” sözleri ile Türk gençliğine olan güvenini anlatmıştır. “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür.

Milli Mücadelenin ilk ana unsurunu oluşturan 22 Mayıs 1919 tarihinde hazırlan rapordur. Raporda; Samsun bölgesi Rumları siyasi emellerinden vazgeçerlerse, asayiş kendiliğinden düzelir. Türklüğün yabancı mandasına ve kontrolüne tahammülü yoktur. Yunanlıların İzmir’de hakları yoktur. İşgal geçicidir. Millet, milli hakimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır. Bu rapor, 19 Mayıs Ruhunun dayandığı temelleri tespit etmesi bakımından önemlidir. Raporda, Rum azınlığın faaliyetlerine, Yunanlıların İzmir’i işgal faaliyetlerine açıkça karşı çıkış vardır. Bununla birlikte Türklüğün yabancı mandasına tahammülü olamayacağının açıkça ilan edilmesi ve milli mücadele hareketinin referanslarını Türk Milliyetçiliği fikriyatına bağlanması fevkalade önemlidir.

1919 yılı, Milli Mücadele tarihi için çok önemlidir. Çünkü, bu dönem; Kuvayi Milliye’nin kurulması ve milletin kendi kaderini kendinin tayin edeceğine inanması sonucunda, Anadolu’ya yayılan çoban ateşlerinin oluşmasına neden olmuştur. Türk Milleti’nin üstüne çöken karanlık umutsuzluk bulutları arasından, Atatürk’ün bir umut ışığı olarak güneş gibi doğması, halkın kurtuluşa ve zafere olan inancını arttırmıştır. Milli Mücadele ile emperyalizme karşı tam bağımsızlık savaşı verilirken, saltanata karşı ise ulusal iradeyi hakim kılacakbir egemenlik savaşı başlatılmıştır.

Bu mücadele Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle aynı zamanda tüm “mazlum milletlerin” özgürlük ve bağımsızlık ateşinin yakıldığı bir mücadeleyi oluşturmuştur. “Milli Mücadele’yi yapan doğrudan doğruya milletin kendisidir, evlatlarıdır. Millet analarıyla, babalarıyla, kardeşleriyle mücadeleyi kendisine ülkü edindi. Milli Mücadele de şahsi hırs değil, milli ülkü, milli onur gerçek etken olmuştur”. Bu nedenle Kuvayi Milliye hareketi, hem işgalci emperyalizmin ve işbirlikçilerinin, hem de milli egemenliği gasp etmek isteyenlerin korkulu rüyası olmuştur. Kuvayi Milliye ruhu, vatanın kurtuluş ve Cumhuriyetin kuruluş ruhudur. Türk Milletinin milli önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde önce Milli Mücadele’yi kazanarak kurtuluşa, sonra Türkiye Cumhuriyeti devletini kurarak bağımsızlığa ve daha sonra da toplumun her alanında yapılan devrimlerle çağdaş hayata uzanan zaferler ve başarılarla dolu uzun, meşakkatli ve kutlu yolun başlangıcının ilk adımıdır.

M.Kemal ATATÜRK; 1919 yılının 19 Mayıs’ında Samsun’a çıkışı bir milletin uyanmasını sağlamıştır. Amasya Genelgesi Milli Mücadele ruhunu oluşturmuştur. Erzurum ve Sivas’a giderek Türk Milleti’nin emperyalist güçlere karşı bağımsızlık ve bütünlüğünü koruduğu Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir”. kararı ile siyasi amaca ulaşılmıştır. Milletimiz özgürlük ve bağımsızlık aşkı, tüm zorlukları aşacak bir zenginlik olmuştur.

26 Ağustos 1922 tarihinde Kocatepe/ Afyon’da başlatılan “Büyük Taarruz ” 30 Ağustos 1922 tarihinde “Büyük Zafer” ile sonuçlanmıştır. Yunan orduları, 9 Eylül 1922 tarihinde emperyalizmle birlikte İzmir’de denize dökülmüştür. 1922 yılında kazanılan askeri zafer, 24 Temmuz 1923 tarihinde diplomatik zaferle taçlandırılmıştır. Kahraman Milletimizin önündeki bütün engeller ortadan kaldırılmış ve 29 Ekim 1923 tarihinde “Cumhuriyet” ilan edilmesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Modern, çağdaş ve uygar bir devlet olarak çağı yakalamak için ihtiyaç duyulan “Devrimler” yapılmıştır.” Milli Kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne yüceltmek” için planlı ve yoğun kalkınma hamleleri başlatılmıştır.

21’nci yüzyılın lideri ve dünya barışına önderlik eden M.Kemal ATATÜRK, sadece Türk halkını modern, çağdaş, uygar, özgür ve bağımsız bir ulusa dönüştürmek değil mazlum ve sömürülen ülkelere önderlik ve rehberlik etmiştir. 19 Mayıs 1919’da; Emperyalizme karşı tam bağımsızlık, saraya ve sultana karşı milli egemenlik, cehalete ve bağnazlığa karşı uygarlık ve çağdaşlık hakkı için mücadele ediliş, iflasa ve işgale karşı direniş ve kurtuluştur. Samsun’dan başlattığı özgürlük hareketi, tüm yurda yayılmış, milletimizin istiklalini yine milletimizin azim ve kararlılıkla birleşerek giriştiği milli mücadele sonucunda zaferle taçlandırılmıştır.

Bu gün 19 Mayıs 2019; ATATÜRK’ün Samsun’a çıkarak başlattığı Milli Mücadele’nin ve Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’ncü yıldönümüdür. Ülkemizde yaşanan olumsuzluklardan kurtulmanın yolu tarihten ders alarak ATATÜRK’ün İlke ve Devrimlerini rehber olarak kabul edip, Aydınlık ve Çağdaşlaşma yolundan ayrılmadan yürümenin gerektiğini bilincini gençlere vermemiz bir zorunluluktur. Türk milleti; tarih boyunca bağımsızlığı, vatan, bayrak, onuru, haysiyet ve şerefi için ölümü göze alarak mücadele etmiştir.

ATATÜRK’ün;”Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Yine, gençlere; “Ey Türk Gençliği, Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Türk istikbalinin evladı olarak hangi ahval ve şerâit içinde olsa dahi, birinci vazifemiz Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini korumak ve gelecek nesillere kadar yaşatmaktır. Muhtaç olduğumuz kudret ve inanç damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”Bu düşünce ve duygu ile işgalden kurtuluşun 100’ncü yıldönümünde ATATÜRK’ün önderliğinde emperyalizme ve yerli iş birlikçilerine karşı başlayan Milli Mücadele sonucunda elde edilen zafer ile bugün Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı “ATATÜRK ve BAĞIMSIZLIK YILI” olarak kutluyoruz ve milletçe çok gururluyuz. Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutacaktır. 19 Mayısları Mustafa Kemal ATATÜRK’ün emanetine sahip çıkacak ve Milli Mücadele ruhu ile kutlayacaktır. Yine, Türk milleti Cumhuriyet düşmanlarına karşı birlik ve beraberlik içerisinde omuz omuza mücadele edecektir.

“Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar. Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değerleriyle ölçülür”. Ülkemizde, gelecek her 19 Mayıs’larda herşey çok güzel olacak. Türk milleti olarak güzel günler göreceğiz.

KAYNAKÇA:

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I,II,III (1918-1938), Gnkur.Bsm., Ankara, 1981.

AYDOĞAN, Metin. Ülkeye Adanmış Bir Yaşam, Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı, İnkılap, 2017.

ÇEKİÇ, Orhan. İmparatorluktan Cumhuriyete 1-1918 Arayış, Mondros’tan İstanbul’a, 2-1919 Başlangıç, Samsun’dan Erzurum’a, Kaynak Yayınları.2016.

MEYDAN, Sinan. ATATÜRK ETKİSİ, İflas-İşgal-Direniş-Kurtuluş, İnkılap Yayınevi, 2018.